BÖLÜM 13

1. Bu, yanınıza üçüncü gelişim olacak. Her sav, iki ya da üç tanığın tanıklığıyla doğrulanmalıdır.
2. Daha önce, aranızda ikinci kez bulunduğumda, geçmişte günah işlemiş olanlarla onların dışında kalanların hepsine söylemiştim, şimdi sizden uzaktayken de yineliyorum: tekrar yanınıza gelirsem, hiç kimseyi esirgemeyeceğim!
3. Mesih'in benim aracılığımla konuştuğuna dair kanıt istiyorsunuz. Mesih size karşı güçsüz değildir; O'nun gücü sizde etkindir.
4. Güçsüzlük içinde çarmıha gerildiği halde, şimdi Tanrı'nın gücüyle yaşıyor. Biz de O'nda güçsüz olduğumuz halde, Tanrı'nın gücü sayesinde O'nunla birlikte sizin yararınıza yaşayacağız.
5. İman yolunda olup olmadığınızı anlamak için kendi kendinizi sınayın, kendinizi yoklayın. İsa Mesih'in içinizde olduğunu bilmiyor musunuz? Aksi halde sınavdan başarısız çıkardınız.
6. Umarım bizim başarısızlığa uğramadığımızı anlayacaksınız.
7. Kötü bir şey yapmamanız için Tanrı'ya dua ediyoruz. Dileğimiz, bizim sınavı geçmiş görünmemiz değil, biz sınavda başarısız görünsek bile sizin iyi olanıyapmanızdır.
8. Çünkü gerçeğe karşı değil, ancak gerçeğin uğruna bir şey yapabiliriz.
9. Ne zaman biz güçsüz ve siz güçlü olursanız, seviniyoruz. Yetkin olmanız için de dua ediyoruz.
10. Rab'bin yıkmak için değil, geliştirmek için bana verdiği yetkiyi yanınıza geldiğim zaman sert biçimde kullanmak zorunda kalmayayım diye, bunları aranızda değilken yazıyorum.
11. Son olarak hoşça kalın, kardeşlerim. Yetkin olun, çağrıma kulak verin, düşüncelerinizde birlik olun, esenlik içinde yaşayın. Sevgi ve esenlik kaynağı olan Tanrı sizinle birlikte olacaktır.
12. Birbirinizi kutsal öpüşle selamlayın.
13. Bütün kutsallar size selam ederler.
14. Rab İsa Mesih'in lütfu, Tanrı'nın sevgisi ve Kutsal Ruh'un paydaşlığı hepinizle birlikte olsun.

BÖLÜM 12

1. Yararlı olmasa da övünmek gereklidir. Şimdi görümlere ve Rab'bin verdiği esinlere geleyim.
2. Ondört yıl önce, alınıp üçüncü göğe götürülmüş bir Mesih inanlısı tanıyorum. Bu, bedensel olarak mı, yoksa bedenin dışında mı oldu, bilmiyorum, Tanrı bilir.
3>4. Evet, bu adamın cennete götürüldüğünü biliyorum. Yine bu, bedensel olarak mı, yoksa bedenden ayrı mı oldu, bilmiyorum, Tanrı bilir. Orada, dille anlatılamaz, insanın söylemesi yasak olan sözler işitti.
5. Böyle biriyle övüneceğim. Ama kendimle ilgili olarak, güçsüzlüklerimden başka bir şeyle övünmeyeceğim.
6. Övünmek istesem bile akılsız olmayacağım. Çünkü gerçeği söylemiş olacağım. Ama kimse beni, gördüğünden ya da işittiğinden daha üstün görmesin diye övünmekten çekiniyorum.
7. Aldığım esinlerin üstünlüğüyle gururlanmayayım diye bana bedende bir diken, beni yumruklamak için bir Şeytan meleği verildi, gururlanmayayım diye.
8. Bundan kurtulmak için Rab'be üç kez yalvardım.
9. Ama O bana dedi ki, «Lütfum sana yeter. Çünkü gücüm, güçsüzlükte tamamlanır.» İşte, Mesih'in gücü üzerimde bulunsun diye güçsüzlüklerimle sevinerek daha çok övüneceğim.
10. Bu nedenle Mesih uğruna güçsüzlükleri, hakaretleri, zorlukları, zulümleri ve darlıkları sevinçle karşılıyorum. Çünkü ne zaman güçsüzsem, o zaman güçlüyüm.
11. Akılsız biri gibi davrandım, ama beni buna siz zorladınız. Aslında sizin tarafınızdan tavsiye edilmeliydim! Çünkü her ne kadar bir hiç isem de, o sözüm ona üstün elçilerden hiç de aşağı değilim.
12. Elçiliğimin kanıtları aranızda büyük bir sabırla, belirtiler, harikalar ve mucizelerle gösterildi.
13. Size yük olmayışımdan başka, diğer topluluklardan aşağı kaldığınız ne var ki? Yaptığım bu haksızlığı bağışlayın!
14. İşte, üçüncü kez yanınıza gelmeye hazırım ve size yük olmayacağım. Çünkü sizde olanı değil, sizi istiyorum. Çocukların anne-babaları için değil, anne-babaların çocukları için para biriktirmesi gerekir.
15. Ben de canlarınız uğruna malımı da kendimi de büyük sevinçle harcayacağım. Sizi daha çok seversem, daha az mı sevileceğim?
16. Öyle olsun, ben size yük olmadım. Ama kurnaz biri olarak sizi hileyle elde etmişim!
17. Acaba size gönderdiğim adamlardan biri aracılığıyla sizi sömürdüm mü?
18. Titus'u size gelmeye isteklendirdim ve öbür kardeşi de onunla birlikte gönderdim. Titus sizi sömürmedi, değil mi? Aynı ruhla davranıp aynı yolu izlemedik mi?
19. Bunca zamandır kendimizi sizin önünüzde savunduğumuzu mu düşünüyorsunuz? Biz Tanrı'nın önünde, Mesih'e ait kişiler olarak konuşuyoruz. Sevgili kardeşler, yaptığımız her şey sizin gelişmeniz içindir.
20. Çünkü geldiğim zaman sizi istediğim durumda bulamayacağımdan korkuyorum. Siz de beni istediğiniz durumda bulamayabilirsiniz. Çekişme, kıskançlık, öfke, bencil tutkular, iftira, dedikodu, böbürlenme ve karışıklık olmasından korkuyorum.
21. Korkarım ki size tekrar geldiğimde Tanrım beni sizin önünüzde utandıracak, daha önce günah işlemiş olup da kapıldıkları pislik, cinsel ahlaksızlık ve sefahatten tövbe etmemiş olan birçokları için yas tutacağım.

BÖLÜM 11

1. Umarım yapacağım küçük bir akılsızlığı hoş görürsünüz. Ne olur, beni hoş görün!
2. Sizler için Tanrısal bir kıskançlık duyuyorum. Çünkü sizleri, el değmemiş bir kız gibi tek bir ere, Mesih'e sunmak üzere nişanladım.
3. Ne var ki, yılanın Havva'yı kurnazlığıyla aldatması gibi, düşüncelerinizin Mesih'e olan içten ve pak adanmışlıktan saptırılmasından korkuyorum.
4. Çünkü size gelen ve bizim tanıttığımızdan değişik bir İsa'yı tanıtanları pekâlâ hoş görüyorsunuz. Ayrıca, aldığınız ruhtan farklı bir ruhu ve kabul ettiğinizden farklı bir müjdeyi kabul ederek bunları hoş görüyorsunuz.
5. Bu sözüm ona üstün elçilerden hiç de aşağı olduğumu sanmıyorum!
6. Acemi bir konuşmacı olabilirim, ama bilgide acemi değilim. Bunu size her durumda her bakımdan açıkça gösterdik.
7. Sizin yücelmeniz için kendimi alçaltarak Tanrı'nın müjdesini size karşılıksız bildirmekle günah mı işledim?
8. Size hizmet etmek için yardım aldığım başka toplulukları âdeta soydum.
9. Aranızdayken ihtiyacım olduğu halde hiçbirinize yük olmadım. Çünkü Makedonya'dan gelen kardeşler eksiklerimi tamamladılar. Size yük olmamaya hep özen gösterdim, bundan böyle de özen göstereceğim.
10. Mesih'in gerçeği bende olduğu kadar kesinlikle diyebilirim ki, Ahaya ilinde hiç kimse beni böyle övünmekten alıkoyamaz.
11. Neden mi? Sizi sevmediğimden mi? Tanrı bilir ki, sizi seviyorum.
12. Övündükleri konuda bize eşit sayılmak isteyen fırsatçılara fırsat vermemek için, yaptığımı yapmaya devam edeceğim.
13. Bu tür adamlar sahte elçiler, aldatıcı işçiler, kendilerine Mesih'in elçisi süsü verenlerdir.
14. Bu şaşılacak şey değildir. Şeytan bile kendisine ışık meleği süsü verir.
15. Onun hizmetkârlarının da kendilerine doğruluğun hizmetkârları süsü vermesi pek şaşırtıcı değildir. Öylelerinin sonu yaptıklarına uygun olacaktır.
16. Yine söylüyorum, kimse beni akılsız sanmasın. Öyle sanıyorsanız, akılsız birini kabul eder gibi olsa da beni kabul edin ki, ben de biraz övüneyim!
17. Söylediklerimi, Rab'bin söyleyeceği gibi değil, akılsızmışım gibi, bu övüngen tavırla söylüyorum.
18. Mademki birçokları ne olduklarıyla övünüyorlar, ben de övüneceğim.
19. Sizler akıllı olduğunuz için akılsızlara seve seve katlanıyorsunuz!
20. Aslında sizi köle edenlere, sizi sömürenlere, sizden yararlananlara, büyüklük taslayanlara ya da sizi tokatlayanlara katlanıyorsunuz.
21. Utanarak kabul ediyorum ki, biz bunu yapacak güçte değildik!
Ama birinin övünmeye cesaret ettiği konuda - akılsız biri gibikonuşuyorum - ben de övünmeye cesaret ediyorum.
22 Bunlar İbrani midirler? Ben de İbraniyim. İsrailli midirler? Ben de İsrailliyim. İbrahim'in soyundan mıdırlar? Ben de onun soyundanım.
23. Mesih'in hizmetkârları mıdırlar? Aklımı kaçırmış gibi konuşuyorum. Ben O'nun daha üstün bir hizmetkârıyım. Ben daha çok emek verdim, hapse daha çok girdim, sayısız kere dayak yedim, çok kez ölümle burun buruna geldim.
24. Yahudilerden beş kez otuz dokuzar kırbaç yedim.
25. Üç kez değnekle dövüldüm, bir kez taşlandım, üç kez deniz kazasına uğradım. Bir gün bir gece açık denizde kaldım.
26. Sık sık yolculuk ettim. Irmaklarda ve haydutlar arasında, gerek soydaşlarım gerekse de diğer uluslar arasında tehlikelere uğradım. Şehirde, çölde, denizde ve sahte kardeşler arasında tehlikelere düştüm.
27. Emek verdim, sıkıntı çektim, çok kez uykusuz kaldım. Açlık ve susuzluğu tattım. Çok kez yiyeceksiz ve soğukta çıplak kaldım.
28. Bütün diğer sorunların yanısıra, tüm inanlı toplulukları için her gün çekmekte olduğum kaygının baskısı var üzerimde.
29. Kim güçsüz olur da ben güçsüz olmam? Kim günaha düşürülür de ben onun için yanmam?
30. Eğer övünmem gerekirse, güçsüzlüğümü gösteren şeylerle övüneceğim.
31. Rab İsa'nın sonsuza dek övülecek olan Tanrısı ve Babası bilir ki, yalan söylemiyorum.
32. Şam'da Kral Aretas'ın valisi beni yakalatmak için kenti sıkı bir denetim altına almıştı.
33. Ama beni küfe içinde surdaki bir pencereden sarkıttılar; böylece onun elinden sıyrılıp kaçtım.

BÖLÜM 10

1>2. Sizinle birlikteyken ürkek, ama aranızda değilken yiğit kesilen ben Pavlus, Mesih'teki alçakgönüllülük ve yumuşaklıkla size rica ediyor, yalvarıyorum: yanınıza geldiğim zaman, bizi doğal benliğe göre yaşayanlardan sayan bazılarına karşı takınmak niyetinde olduğum sert tavrı aynı cesaretle size karşı takınmaya zorlamayın beni.
3. Bedende yaşıyorsak da, bedene dayanarak savaşmıyoruz.
4. Çünkü savaşımızın silahları dünyasal silahlar değil, kaleleri yıkan Tanrısal güce sahip silahlardır.
5. Safsataları ve Tanrı bilgisine karşı diklenen her engeli yıkıyoruz, her düşünceyi tutsak edip Mesih'e bağımlı kılıyoruz.
6. Mesih'e tümüyle bağımlı olduğunuz zaman, O'na bağımlı olmayan her eylemi cezalandırmaya hazır olacağız.
7. Gözünüzün önündekine bakın. Bir kimse Mesih'e ait olduğuna güveniyorsa, yine düşünsün ki, kendisi kadar biz de Mesih'e aitiz.
8. Sizi yıkmak için değil, geliştirmek için Rab'bin bize verdiği yetkiyle biraz fazla övünsem de utanmam.
9. Mektuplarımla sizi korkutmaya çalışıyormuş gibi görünmek istemiyorum.
10. Çünkü bazıları, «Mektupları ağır ve etkilidir, ama kişisel varlığı etkisiz ve konuşma yeteneği sıfır» diyormuş.
11. Böyle diyenler şunu bilsin ki, sizden uzakken mektuplarımızda ne diyorsak, aranızdayken de öyle davranıyoruz.
12. Kendi kendilerini tavsiye eden bazılarıyla kendimizi bir tutmaya ya da karşılaştırmaya elbette cesaret edemeyiz! Onlar kendilerini kendileriyle ölçüp karşılaştırmakla akılsızlıkediyorlar.
13. Ama biz haddimizi aşarak fazla övünmeyiz; övünmemiz, Tanrı'nın bizim için belirlediği ve sizlere kadar da uzanan alanın sınırları içinde kalır.
14. Etkinlik alanımız size kadar uzanmamış olsaydı, sizinle ilgilenmekle kendi sınırlarımızın dışına çıkmış sayılabilirdik. Oysa Mesih'in müjdesini size kadar ilk ulaştıran biz olduk.
15. Başkalarının emekleriyle övünerek de haddimizi aşmayız. Ümidimiz odur ki, sizin imanınız büyüdükçe aranızdaki etkinlik alanımız alabildiğine genişleyecek.
16. Böylelikle Müjde'yi sizlerden daha ötelere yayabileceğiz. Çünkü başkasının etkinlik alanında başarılmış işlerle övünmek istemiyoruz.
17. «Övünen, Rab ile övünsün.»
18. Kabule değer kişi kendi kendini tavsiye eden değil, Rab'bin tavsiye ettiği kişidir.

BÖLÜM 9

1. Kutsallara yapılacak bu yardımla ilgili olarak size yazmama gerek yoktur.
2. Çünkü yardıma hazır olduğunuzu biliyorum. Siz Ahaya'dakilerin geçen yıldan beri hazırlıklı bulunduğunuzu söyleyerek Makedonyalılar karşısında sizinle övünüyorum. Gayretiniz onların çoğunu harekete geçirdi.
3. Bu konuda sizinle ilgili övünmemiz boşa çıkmasın, ama dediğim gibi hazırlıklı olasınız diye kardeşleri yanınıza gönderiyorum.
4. Öyle ki, bazı Makedonyalılar benimlebirlikte gelir ve sizi hazırlıksız bulurlarsa, sizler bir yana, bizler duyduğumuz güvenden ötürü utanmayalım.
5. Bu nedenle yanınıza önceden gelmeleri ve cömertçe vermeyi vaat ettiğiniz armağanları hazırlamaları için kardeşlere rica etmeyi gerekli gördüm. Öyle ki armağanınız, bir cimrilik değil, bir cömertlik örneği olarak hazır olsun.
6. Şunu unutmayın: az eken az biçer, çok eken çok biçer.
7. İsteksizce ya da zorlaymış gibi değil, herkes yüreğinde niyet ettiği gibi versin. Çünkü Tanrı sevinçle vereni sever.
8. Her zaman, her yönden, her şeye yeterli ölçüde sahip olarak her iyi işe cömertçe katkıda bulunabilmeniz için, Tanrı size her nimeti artıracak güçtedir.
9. Nitekim şöyle yazılmıştır:
«Armağanlar dağıttı, yoksullara verdi;
doğruluğu sonsuza dek kalıcıdır.»
10. Ekinciye tohum ve yiyecek ekmek sağlayan, sizin de ekeceğinizi sağlayıp çoğaltacak ve doğruluğunuzun ürünlerini artıracaktır.
11. Her durumda cömert olasınız diye her yönden zenginleştiriliyorsunuz. Cömertliğiniz bizim aracılığımızla Tanrı'ya şükran nedeni oluyor.
12. Yaptığınız bu hizmet yalnız kutsalların eksiklerini gidermekle kalmıyor, aynı zamanda birçoklarının Tanrı'ya şükretmesiyle zenginleşiyor.
13. Bunlar, içtenliğinizi kanıtlayan bu hizmetten ötürü, açıkça benimsediğiniz Mesih müjdesine uyarak kendileriyle ve herkesle malınızı cömertçe paylaştığınız için Tanrı'yı yüceltiyorlar.
14. Tanrı'nın size bağışladığı olağanüstü lütuftan dolayı sizler için dua ediyor, sizi özlüyorlar.
15. Sözle anlatılamayan armağanı için Tanrı'ya şükürler olsun!

BÖLÜM 8

1>2. Kardeşler size, Tanrı'nın Makedonya'daki inanlı topluluklarına sağladığı lütuftan söz etmek istiyoruz: büyük sıkıntılarla sınandıklarında, coşkun sevinçleri ve aşırı yoksullukları tam bir cömertliğe dönüştü.
3. Ellerinden geldiği kadarını, hatta dahafazlasını kendi istekleriyle verdiklerine tanıklık ederim.
4. Kutsallara yapılan yardıma katılma ayrıcalığının kendilerine verilmesi için bize çok rica edip yalvardılar.
5. Ümit ettiğimizin ötesinde, kendilerini öncelikle Rab'be ve Tanrı'nın isteğiyle bize adadılar.
6. Bu nedenle, aranızda daha önce başladığı bu hayırlı işi tamamlaması için Titus'u isteklendirdik.
7. İmanda, söz söylemekte, bilgi ve her türlü gayrette, bize beslediğiniz sevgide, her şeyde üstün olduğunuz gibi, bu hayırlı işte de üstün olmaya bakın.
8. Bunu bir buyruk olarak söylemiyorum, sadece sevginizin içtenliğini ötekilerin gayretiyle karşılaştırarak sınamak istiyorum.
9. Rabbimiz İsa Mesih'in lütfunu bilirsiniz. O'nun yoksulluğuyla siz zengin olasınız diye, zengin olduğu halde sizin uğrunuza yoksul oldu.
10. Bu konuda size yararlı olanı salık veriyorum. Geçen yıl bağış toplamaya ilk girişen, hatta buna ilk heveslenen siz oldunuz.
11. Şimdi bu işi tamamlayın. Şöyle ki, bunu candan arzuladığınız gibi, elinizden geldiğince tamamlamaya da bakın.
12. Çünkü istek varsa, bir kimsenin elinde olmayana göre değil, elindekine göre yardımda bulunması uygundur.
13>15. Amacımız sizi sıkıntıya sokup başkalarını rahatlatmak değildir. Ama eşitlik olsun diye, şimdi elinizdeki fazlalık onların eksiğini tamamladığı gibi, başka zaman onların elindeki fazlalık sizin eksiğinizi tamamlasın. Öyle ki, «Çok toplayanın artığı, az toplayanın da eksiği yoktu» diye yazılmış olduğu gibi, eşitlik olsun.
16. Titus'un yüreğinde sizin için aynı ilgiyi uyandıran Tanrı'ya şükrolsun!
17. Titus yalnız ricamızı kabul etmekle kalmadı, ama size derin bir ilgi duyduğu için kendi arzusuyla yanınıza geliyor.
18. Onunla birlikte, Müjde'yi yayma çabalarından ötürü tüm inanlı topluluklarınca övülen bir kardeşi de gönderiyoruz.
19. Üstelik bu kardeş, Rab'bin yüceliği için ve yardıma hazır olduğumuzu göstermek için yürüttüğümüz bu hayırlı hizmette yol arkadaşımız olmak üzere inanlı toplulukları tarafından seçildi.
20. Bu büyük bağışla ilgili hizmetimizde kimsenin eleştirisine hedef olmamak için özen gösteriyoruz.
21. Çünkü yalnız Rab'bin gözünde değil, insanların gözünde de doğru olanı yapmaya dikkat ediyoruz.
22. Birçok kez ve birçok durumda sınayıp gayretli bulduğumuz, şimdi size duyduğu büyük güvenle çok daha gayretli olan kardeşimizi de diğer ikisiyle birlikte gönderiyoruz.
23. Titus'a gelince, o benim paydaşım ve aranızdaki emektaşımdır. Diğer kardeşlerimiz ise toplulukların elçileri, Mesih'in kıvancıdırlar.
24. Bu adamlara sevginizi kanıtlayın; onlara, inanlı toplulukları önünde sizinle övünmemizin nedenini gösterin.

BÖLÜM 7

1. Sevgili kardeşler, bu vaatlere sahip olduğumuza göre, bedeni ve ruhu lekeleyen her şeyden kendimizi arındıralım; Tanrı korkusunda yaşayarak kutsallıkta yetkinleşelim.
2. Yüreklerinizde bize yer verin. Kimseye haksızlık etmedik, kimseyi yoldan saptırmadık, kimseyi sömürmedik.
3. Bunu, sizi yargılamak için söylemiyorum. Daha önce söylediğim gibi, yüreğimizde öyle bir yeriniz var ki, sizinle ölürüz de, yaşarız da.
4. Size çok güveniyor, sizinle çok övünüyorum. Teselliyle doluyum. Bütün sıkıntılarımız arasında sevincim sonsuzdur.
5. Makedonya'ya geldiğimizde de hiç rahat yüzü görmedik. Her bakımdan sıkıntı çekiyorduk. Dışarıda kavgalar, yüreğimizde korkular vardı.
6>7. Ama yüreği ezik olanları teselli eden Tanrı, Titus'un yanımıza gelişiyle, yalnız gelişiyle değil, sizden aldığı teselliyle de bizi teselli etti. Titus beni ne kadar özlediğinizi, benim için ne kadar üzülüp gayret ettiğinizi bize anlatınca sevincim bir kat daha arttı.
8>9. Mektubumla size acı vermiş olsam bile pişman değilim. Aslında pişman olmuştum - kısa bir süre için de olsa, o mektubun size acı verdiğini görüyorum - ama şimdi seviniyorum; acı duymuş olmanıza değil, bu acınızın sizi tövbeye yöneltmiş olmasına seviniyorum. Tanrı'nın isteğine uygun olarak acı çektiniz. Böylece hiçbir şekilde bizden zarar görmediniz.
10. Tanrı'nın isteğiyle çekilen acı, kişiyi, kurtuluşla sonuçlanan ve pişmanlık vermeyen tövbeye götürür. Dünyanın acılarıysa ölüm getirir.
11. Bakın bu acılar, Tanrı'nın isteğiyle çektiğiniz bu acılar sizde ne büyük bir ciddiyet, paklanmak için ne büyük bir istek yarattı! Sizde ne büyük öfke, korku, özlem, gayret ve suçluyu cezalandırma arzusu uyandırdı! Bu konuda her bakımdan masum olduğunuzu kanıtladınız.
12. Size o mektubu yazdımsa, haksızlık edeni ya da haksızlık göreni düşünerek yazmadım; bize ne denli adanmış olduğunuzu Tanrı önünde açıkça görmenizi istiyordum.
13. Bütün bunlarla teselli buluyoruz. Tesellimize ek olarak Titus'un sevinci bizi daha da çok sevindirdi. Çünkü hepiniz onun yüreğini ferahlattınız.
14. Sizleri ona övdüm ve beni utandırmadınız. Size söylediğimiz her şey nasıl gerçek idiyse, sizi Titus'a övmemiz de öylece gerçek çıktı.
15. Hepinizin nasıl söz dinlediğini, kendisini nasıl saygı ve korkuyla kabul ettiğinizi hatırladıkça size olan sevgisi bir kat daha artıyor.
16. Size her bakımdan güvenebildiğim için seviniyorum.

BÖLÜM 6

1. Tanrı'yla birlikte çalışan bizler, O'nun lütfunu boş yere kabul etmemenizi ayrıca rica ediyoruz.
2. Çünkü Tanrı diyor ki,
«Uygun zamanda seni işittim,
kurtuluş gününde sana yardım ettim.»
Uygun zaman işte şimdidir. Kurtuluş günü işte şimdidir.
3. Hizmetimiz kötülenmesin diye, hiç kimsenin hiçbir konuda sürçmesine neden olmadık.
4>8. Ama Tanrı'nın hizmetkârları olarak olağanüstü dayanmada, sıkıntı, güçlük ve elemlerde, dayak, hapis, karışıklık, emek, uykusuzluk ve açlıkta; pak yaşayışta, bilgi, sabır, iyilik, Kutsal Ruh ve içten sevgide; gerçeğin ilanında ve Tanrı'nın gücünde; sağ ve sol ellerimizde doğruluğun silahlarıyla, yücelik ve onursuzlukta, kötü ün ve iyi ünde, kendimizi her durumda örnek gösteriyoruz. Aldatanlar sayılıyorsak da dürüst kişileriz.
9. Tanınmayan kişiler gibiyiz, ama iyi tanınıyoruz. Ölümün ağzındayız, ama yine de yaşıyoruz. Dövülüyorsak bile öldürülmüş değiliz.
10. Kederliyiz, ama her zaman seviniyoruz. Yoksuluz, ama birçoklarını zengin ediyoruz. Hiçbir şeyimiz olmasa da her şeye sahibiz.
11. Ey Korintliler, sizinle açıkça konuştuk, size yüreğimizi açtık.
12. Sizden sevgimizi esirgemedik, ama siz bizden sevginizi esirgediniz.
13. Bize aynı karşılığı verebilmek için - çocuklarıma söyler gibi söylüyorum - siz de yüreğinizi açın.
14. İmansızlarla aynı boyunduruğa girmeyin. Çünkü doğrulukla fesadın ne ortaklığı, ışıkla karanlığın ne beraberliği olabilir?
15. Mesih ile Beliyal arasında ne sözbirliği, iman edenin iman etmeyenle ne paydaşlığı olabilir?
16. Tanrı'nın tapınağıyla putlar arasında ne anlaşma olabilir? Çünkü biz yaşayan Tanrı'nın tapınağıyız. Nitekim Tanrı şöyle diyor:
«Aralarında oturacağım,
aralarında yürüyeceğim.
Onların Tanrısı olacağım,
onlar da benim halkım olacak.»
17. Bu nedenle, «İmansızların arasından çıkıp ayrılın» diyor Rab.
«Murdar olana dokunmayın,
ve ben sizi kabul edeceğim.»
18. Gücü her şeye yeten Rab diyor ki,
«Size Baba olacağım,
siz de oğullarım ve kızlarım olacaksınız.»

BÖLÜM 5

1. Biliyoruz ki, içinde yaşadığımız bu dünyasal çadır yıkılırsa, göklerde Tanrı'nın bize sağladığı bir konut, elle yapılmamış ve sonsuza dek kalacak evimiz vardır.
2. Şimdiyse göksel evimizi giyinmeyi özleyerek inliyoruz.
3. Onu giyinirsek çıplak kalmayız.
4. Dünyasal çadırda yaşayan bizler ağır bir yük altında inliyoruz. Asıl istediğimiz soyunmak değil, giyinmektir. Öyle ki ölümlü olan, yaşam tarafından yutulsun.
5. İşte bizi tam bu amaç için hazırlamış ve bize güvence olarak Ruh'u vermiş olan Tanrı'dır.
6. Bu nedenle her zaman cesaretimiz vardır. Şunu biliyoruz ki, bu bedende yaşadıkça Rab'den uzaktayız.
7. Gözle görülene değil, imana dayanarak yaşarız.
8. Cesaretimiz vardır diyorum ve bedenden uzakta, Rab'bin yanında olmayı yeğleriz.
9. Bu nedenle, ister bedende yaşayalım, ister bedenden uzak olalım, emelimiz Rab'bi hoşnut etmektir.
10. Çünkü bedende yaşarken gerek iyi gerek kötü, yaptıklarımızın karşılığını almak için her birimizin Mesih'in yargı kürsüsü önünde görünmesi gerekir.
11. Rab'den korkmanın ne demek olduğunu bildiğimiz için insanları ikna etmeye çalışıyoruz. Ne olduğumuzu Tanrı biliyor. Umarım siz de ne olduğumuzu vicdanınızda biliyorsunuz.
12. Kendimizi tekrar size tavsiye etmeye çalışmıyoruz. Ama insanın yüreğiyle değil, dış görünüşüyle övünenlere bir cevabınız olsun diye size bizimle övünme fırsatını veriyoruz.
13. Eğer kendimizde değilsek, bu Tanrı içindir. Eğer aklımız başımızdaysa, bu sizin içindir.
14. Bizi zorlayan, Mesih'in sevgisidir. Yargımız şu ki, bir kişi herkesin uğruna öldü; öyleyse hepsi öldü.
15. Evet, Mesih herkesin uğruna öldü. Öyle ki, yaşayanlar artık kendileri için değil, kendileri uğruna ölmüş ve dirilmiş olan Mesih için yaşasınlar.
16. Bu nedenle biz artık kimseyi insan ölçülerine göre tanımayız. Mesih'i buna göre tanıdıksa da, artık şimdi öyle tanımıyoruz.
17. Bir kimse Mesih'te ise, yeni yaratıktır; eski şeyler geçmiş, her şey yeni olmuştur.
18. Bunların hepsi Tanrı'dandır. Tanrı, Mesih'in aracılığıyla bizi kendisiyle barıştırdı ve bize barıştırma görevini verdi.
19. Şöyle ki Tanrı, insanların suçlarını saymayarak dünyayı Mesih'te kendisiyle barıştırdı ve barıştırma sözünü bize emanetetti.
20. Böylece, Tanrı'nın kendisi aracılığımızla çağrıda bulunuyormuş gibi Mesih'in adına elçilik ediyoruz. Mesih'in adına yalvarıyoruz: Tanrı'yla barışın.
21. Tanrı, Mesih sayesinde kendisinin doğruluğu olalım diye, günahı bilmeyen Mesih'i bizim için günah yaptı.

BÖLÜM 4

1. Bu nedenle, bu hizmeti Tanrı'nın merhametiyle üstlenmiş olan bizler cesaretimizi yitirmeyiz.
2. Gizli ve utanç verici yolları reddettik. Hileye başvurmayız. Tanrı'nın sözünü de çarpıtmayız. Gerçeği ortaya koyarak kendimizi Tanrı'nın önünde her insanın vicdanına tavsiye ederiz.
3. Yaydığımız müjde örtülü ise de, mahvolanlar için örtülüdür.
4. Tanrı'nın görüntüsü olan Mesih'in yüceliğini bildiren müjdenin ışığı imansızların üzerine doğmasın diye bu çağın ilahı onların zihinlerini kör etmiştir.
5. Biz kendimizi ilan etmiyoruz; ama Mesih İsa'yı Rab, kendimizi de İsa'nın uğruna kullarınız ilan ediyoruz.
6. Çünkü, «Karanlıktan ışık parlayacak» diyen Tanrı, İsa Mesih'in yüzünde parlayan kendi yüceliğini tanımamızdan doğan ışığı bize vermek için yüreklerimizi aydınlattı.
7. Üstün gücün bizden değil, Tanrı'dan kaynaklandığı bilinsin diye biz bu hazineye toprak kaplar içinde sahibiz.
8. Her yönden sıkıştırılmışız, ama ezilmiş değiliz. Şaşırmışız, ama çaresiz değiliz.
9. Kovalanıyoruz, ama terk edilmiş değiliz. Yere yıkılmışız, ama yok olmuş değiliz.
10. İsa'nın yaşamı bedenimizde açıkça görülsün diye İsa'nın ölümünü her zaman bedenimizde taşıyoruz.
11. Çünkü İsa'nın yaşamı bizim ölümlü bedenimizde açıkça görülsün diye, biz yaşayanlar İsa uğruna sürekli olarak ölüme teslim ediliyoruz.
12. Böylece bizde ölüm, sizde ise yaşam etkin olmaktadır.
13. «İman ettim ve bu nedenle konuştum» diye yazılmıştır. Aynı iman ruhuna sahip olarak biz de inanıyor ve bu nedenle konuşuyoruz.
14. Çünkü Rab İsa'yı ölümden dirilten Tanrı'nın, bizi de İsa'yla dirilteceğini ve sizinle birlikte kendi önüne çıkaracağını biliyoruz.
15. Bütün bunlar sizin yararınızadır. Böylelikle Tanrı'nın lütfu çoğalıp daha birçoklarına ulaştıkça, Tanrı'nın yüceliği için şükran artsın.
16. Bu nedenle cesaretimizi yitirmeyiz. Her ne kadar dış varlığımız harap oluyorsa da, iç varlığımız günden güne yenileniyor.
17. Hafif ve geçici sıkıntılarımız bize, ağırlıkta hiçbir şeyle karşılaştırılamayacak kadar büyük, sonsuz bir yücelik kazandırmaktadır.
18. Gözlerimizi görünen şeylere değil, görünmeyenlere çeviriyoruz. Çünkü görünenler geçicidir, görünmeyenler ise sonsuza dek kalıcıdır.

BÖLÜM 3

1. Kendimizi yine tavsiye etmeye mi başlıyoruz? Yahut bazıları gibi size ya da sizden tavsiye mektuplarına mı ihtiyacımız var?
2. Bütün insanlarca bilinen ve okunan, yüreklerimizde yazılı olan mektubumuz sizsiniz.
3. Hizmetimizin sonucu olup mürekkeple değil, yaşayan Tanrı'nın Ruhuyla, taş levhalara değil, insan yüreğinin levhalarına yazılmış Mesih'in mektubu olduğunuz açıktır.
4. Mesih'in sayesindeTanrı'ya böyle bir güvenimiz vardır.
5. Herhangi bir şeyi kendi başarımız olarak saymaya yeterliyiz demek istemiyorum; bizi yeterli kılan Tanrı'dır.
6. O bizi yazılı yasaya değil, Ruh'a dayalı yeni bir antlaşmanın hizmetkârları olmaya yeterli kıldı. Yazılı yasa öldürür, Ruh ise yaşatır.
Yeni antlaşmanın yüceliği
7>8. Ölümle sonuçlanan hizmet, yani taş üzerine harf harf kazılmış olan yasa yücelik içinde geldiyse - öyle ki, İsrail oğulları, geçici olan parlaklığından ötürü Musa'nın yüzüne bakamıyorlardı - Ruh'a dayalı hizmetin yücelik içinde olacağı daha kesin değil mi?
9. İnsanı mahkûm eden hizmetin yüceliği varsa, aklanmayı sağlayan hizmetin yüceliği çok daha aşkındır.
10. Çünkü eskiden yüceltilmiş olanın, şimdi yücelikte aşkın olana göre yüceliği yoktur.
11. Geçici olan, yücelik içinde geldiyse, kalıcı olanın yüceliği çok daha büyüktür.
12. Böyle bir ümide sahip olduğumuz için büyük cesaretle konuşabiliriz.
13. Yüzündeki parlaklığın giderek söndüğünü İsrail oğulları görmesin diye yüzünü peçeyle örten Musa gibi değiliz.
14. İsrail oğullarının zihinleri körleşmişti. Bugün bile eski antlaşmayı okudukları zaman zihinleri aynı peçeyle örtülü kalıyor. Çünkü bu peçe yalnız Mesih aracılığıyla kalkar.
15. Ne var ki bugün bile, Musa'nın yazıları okundukça bir peçe yüreklerini örtüyor.
16. Oysa ne zaman birisi Rab'be dönerse, o peçe kaldırılır.
17. Rab Ruh'tur ve Rab'bin Ruhu neredeyse orada özgürlük vardır.
18. Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab'bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O'na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor.

BÖLÜM 2

1. Size tekrar keder dolu bir ziyaret yapmamaya karar verdim.
2. Çünkü sizi kederlendirirsem, keder verdiğim sizlerden başka beni kim sevindirecek?
3. Bunu aynen böyle yazdım ki, geldiğimde beni sevindirmesi gerekenler beni kederlendirmesin. Sevincimin hepinizin sevinci olduğuna dair hepinize güvenim vardır.
4. Kederlenesiniz diye değil, size beslediğim derin sevgiyi anlayasınız diye büyük bir sıkıntı ve yürek acısıyla gözyaşları içinde size yazdım.
5. Eğer bir kişi bir diğerini kederlendirdiyse, beni değil, abartmadan söyleyeyim, bir dereceye kadar hepinizi kederlendirmiş olur.
6. Böyle birine çoğunluğun verdiği o ceza yeter.
7. Aşırı kedere boğulmasın diye o kişiyi daha fazla cezalandırmayıp bağışlamalı ve teselli etmelisiniz.
8. Bunun için ona duyduğunuz sevgiyi yenilemenizi rica ederim.
9. Sizi sınamak ve her durumda söz dinleyenler olup olmadığınızı anlamak için yazdım size.
10. Kimi bağışlarsanız, ben de onu bağışlarım. Eğer bir şeyi bağışladımsa, bunu sizin için Mesih'in önünde bağışladım.
11. Öyle ki, Şeytan'ın oyununa gelmeyelim. Çünkü onun düzenlerini bilmez değiliz.
12>13. Mesih'in müjdesini yaymak amacıyla Troas'a geldiğimde Rab'bin işi için bana bir kapı açıldığı halde, kardeşim Titus'u orada bulamadığım için ruhum huzur içinde değildi. Bu nedenle oradakilere veda ederek Makedonya'ya gittim.
14. Bizi her zaman Mesih'in zafer alayında yürüten, O'nu tanımanın hoş kokusunu her yerde aracılığımızla yayan Tanrı'ya şükürler olsun!
15. Çünkü biz, hem kurtulanlar hem de mahvolanlar arasında Tanrı için Mesih'in güzel kokusuyuz.
16. Mahvolanlar için ölüme götüren ölüm kokusuyuz, kurtulanlar için yaşama götüren yaşam kokusuyuz. Böyle bir işe kim yeterlidir?
17. Biz birçokları gibi, Tanrı sözünü ticaret aracı yapanlar değiliz. Tanrı'dan gönderilen ve Mesih'e ait olan kişiler olarak Tanrı'nın önünde içtenlikle konuşuyoruz.

BÖLÜM 1

1. Tanrı'nın isteğiyle Mesih İsa'nın elçisi atanan ben Pavlus ve kardeşimiz Timoteyus'tan, Ahaya'nın her tarafındaki tüm kutsallarla Korint'te bulunan Tanrı'nın topluluğuna selam!
2. Babamız Tanrı'dan ve Rab İsa Mesih'ten size lütuf ve esenlik olsun.
3. Her türlü tesellinin kaynağı olan Tanrı'ya, merhametli Baba'ya, Rabbimiz İsa Mesih'in Tanrısı ve Babasına övgüler olsun!
4. Kendisinden aldığımız teselliyle her türlü sıkıntıda olanları teselli edebilmemiz için bizi bütün sıkıntılarımızda teselli ediyor.
5. Çünkü Mesih'in acılarını nasıl büyük ölçüde çekiyorsak, Mesih'in sayesinde büyük teselli de buluyoruz.
6. Eğer sıkıntı çekiyorsak, bu sizin teselliniz ve kurtuluşunuz içindir. Eğer teselli buluyorsak bu, bizim çektiğimiz acıların aynısına dayanmanızda etkin olan bir teselli bulmanız içindir.
7. Sizin için beslediğimiz ümit kesindir. Çünkü acılarımıza olduğu gibi, tesellimize de ortak olduğunuzu biliriz.
8. Kardeşlerim, Asya ilinde çektiğimiz sıkıntılardan habersiz kalmanızı istemiyoruz. Dayanabileceğimizden çok daha ağır bir yük altındaydık. Öyle ki, yaşamaktan bile ümidimizi kesmiştik.
9. İçimizden, ölüme mahkûm olduğumuzu hissettik. Ama bu, kendimize değil, ölüleri dirilten Tanrı'ya güvenmemiz için oldu.
10>11. Tanrı bizi böylesine büyük bir ölüm tehlikesinden kurtardı ve daha da kurtaracaktır. Ümidimizi O'na bağladık. Siz de dualarınızla bize yardım ettikçe, Tanrı bizi tekrar kurtaracak. Birçok kişinin duaları sonucu bize sağlanan lütuftan ötürü birçoklarının ağzından bizim için şükranlar sunulacaktır.
12. Dünyaya ve özellikle size karşı, insan bilgeliğiyle değil, Tanrı'nın lütfuyla, Tanrı'dan gelen kutsallık ve içtenlikle davrandığımıza vicdanımız tanıktır. Ve biz bununla övünüyoruz.
13>14. Okuyup anlayabileceğinizden başka bir şey yazmıyoruz. Bizi bir ölçüde anladığınız gibi, tümüyle de anlayacağınızı ümit ederim. Rabbimiz İsa'nın gününde bizim övüncümüz siz olacağınız gibi, sizin övüncünüz de biz olalım.
15>16. Bu güvenle, sizleri iki kez sevindirmek için önce size uğramak, sonra Makedonya'ya geçmek, Makedonya'dan yine size geri gelerek tarafınızdan Yahudiye'ye uğurlanmak niyetindeydim.
17. Bunu isterken acaba kararsız mıydım? Ya da isteklerim benlikten mi doğuyor ki, önce «evet, evet», sonra «hayır, hayır» diyeyim?
18. Tanrı'nın güvenilirliği hakkı için diyorum ki, size ilettiğimiz söz hem `evet' hem `hayır' değildir.
19. Silvanus ve Timoteyus'la birlikte size tanıttığımız Tanrı'nın Oğlu İsa Mesih hem `evet' hem `hayır' değildi. O'nda yalnız `evet' vardır.
20. Tanrı'nın bütün vaatleri Mesih'te `evet'tir. Bu nedenle Tanrı'nın yüceliği için Mesih'in aracılığıyla Tanrı'ya «Amin» diye sesleniriz.
21. Bizisizinle birlikte Mesih'te pekiştiren ve bizi meshetmiş olan Tanrı'dır.
22. O bizi mühürledi ve güvence olarak yüreklerimize Kutsal Ruh'u yerleştirdi.
23. Tanrı'yı tanık tutarım ki, Korint'e tekrar gelmeyişimin nedeni sizi esirgemekti.
24. Bu, imanınıza egemen olduğumuzdan değildir. Sevinmeniz için sizinle birlikte çalışıyoruz. Çünkü imanda dimdik duruyorsunuz.